Depresyon Nedir?
Aslında depresyonu kelimelerle ifade etmek zor… Depresyondaki kişilerde, sanki dünya yıkılmış da altında kalmış ya da koca ülkede yapayalnızmış gibi bir hissiyat vardır. Çoğu zaman, daracık bir mengene ile sıkıştırılmış, bastırılmış, havasız kalmış gibi hissederler. Bazen de göğüs kafesinde yoğun bir baskı, her an hacmi ve yıkıcılığı artan bir sıkışma veya daralma duygusu ve ciddi bunalımlar yaşanır. Sürekli bu baskı ve sıkışma hissi ile yaşamanın nasıl büyük bir ızdırap olduğunu düşünebiliyor musunuz? Bu duygular, sağlıklı kişilerin ruh haline benzer değildir. Normalde o anki modunuz çok mutlu olmasa bile kendinizi çok bitkin, diplerde dolaşırken de bulmazsınız. Ruhu ve bedeni dengede olan birinde olsa olsa “nötr” bir duygusal durum olur. Ancak depresyonda, sürekli “eksi”lere yönelirsiniz. Sizi boğan, sıkan, daraltan çok negatif bir duygudurum söz konusudur. Bazen “Ah bir göğüs kafesim patlasa da rahatlasam’’ dersiniz. Normalde bir dakika bile yaşaması zor olan böyle olumsuz duyguların, saatler, günler, haftalar hatta aylarca yaşanması, neredeyse her alınan nefesin bir işkence haline gelmesi, tabloyu ne yazık ki daha ciddi duygusal çöküntülere götürebilmektedir. Çünkü depresyon, sürekli yüksek fiziksel acı çekmekten bile daha zor bir durumdur. Olay bir nevi ruhun acı çekmesidir. Ama bu acı, fiziksel acılardan çok daha ağır bir tablodur. Çünkü fiziksel acılarda ağrının nerede olduğunu bilir oraya odaklanırsınız ancak ruhunuz acı çekiyorsa ne yapacağınızı bilemezsiniz. Sürekli bir iç sıkıntısının cenderesi altında kıvranır durursunuz. Uyuyup uyumadığınızı anlayamazsınız. Hatta uyumak, eziyet gibi gelebilir. Bazı kişiler, bu bunalım girdabında doğru dürüst uyku uyuyamazken bazı kişiler de yaşadıkları anormal sıkıntıdan bir nebze olsun uzaklaşabilmek için uyuyabildikleri kadar çok uyumaya çalışırlar. Uyku onlara bir kaçış yolu ya da sığınak gibi gözükse de çoğu zaman uykuda da kurtuluş yoktur çünkü kâbuslar, karabasanlar birbirini kovalar.
Depresyonun, majör depresyon, bipolar bozukluk, distimik bozukluk gibi çeşitli türleri bulunmaktadır. Depresyon dendiğinde ağırlıklı olarak majör depresyon anlaşılır. Majör depresif bozukluk tanısı konmuş kişide, depresif mod süreklilik kazanmış ve kişinin yaşam biçimini ileri düzeyde etkileyecek duruma gelmiştir. Ara sıra enerjisiz, bitkin ya da tatsız hissetmekten öte devam eden, hastanın sosyal yaşamını, aile ve iş ilişkilerini etkileyecek düzeyde ciddi bir ruhsal çöküntü söz konusudur. Kişinin ruh halindeki bozulma fiziksel olarak da bazı yansımalar yapar. Aşırı kilo kaybı veya çok kilo alma ya da mide ve bağırsak rahatsızlıkları görülebilir. Sürekli depresyonda olmak kalp hastalıkları, verem ve kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına da davetiye çıkartır.
Beyin ve vücut kimyasındaki değişimler de depresyona neden olabilmektedir. Beyinde, depresyon için asıl sorumlu olan serotonin eksikliği olmakla beraber dopamin, endorfin ve noradrenalin gibi hormonların bozulması da kişiyi depresyona sokabilir. Ancak hastalıkta daha henüz detaylarını bilmediğimiz birçok nörokimyasal mekanizmanın da söz konusu olduğunu tahmin ediyoruz.
Amerika’da yapılan çeşitli araştırmalar, depresif bozukluk ile obezite arasında da bir ilişki olduğuna işaret ediyor. Depresyonun kendisi obeziteye sebep olabileceği gibi, depresyon ilaçları da kilo artışı yapabilir. Ancak yıllardır depresyon tedavisi yapan bir hekim olarak kişisel gözlemim; kilo alımında asıl sorumlu olan faktörün ilaç kullanımı olduğu yönündedir.
Depresyonda TMS
Depresyonda ilaç tedavisi, şüphesiz en yaygın ve en kolay ulaşılan seçenek pozisyonundadır. Ancak TMS tedavisi daha konforlu bir uygulamadır. İlaç tedavisinin düzeltemediği hastaların, TMS ile düzelebilmeleri, TMS tedavilerinin daha etkin olduğunu göstermektedir. Bununla beraber TMS uygulamaları, ilaç tedavileri hatta psikoterapilerle birlikte de kullanılabilmektedir. Elbette ki ilaçlar, depresyonda çığır açan tedaviler olmuştur ve hala da dünya üzerinde milyonlarca hasta ilaçlarla düzeltilmeye çalışılmaktadır. Ancak şurası da gerçektir ki gelişen ilaç teknolojisine rağmen hala depresyondan çıkamayan ya da tam düzelmeyen çok sayıda hasta vardır. Üstelik TMS tedavisinde ilaç tedavilerinde gördüğümüz kilo alımı, sedasyon (uyku eğilimi) ve cinsel bozukluklar gibi yan etkiler görülmemektedir. En önemlisi, hamilelik ya da emzirme dönemlerinde ilaçlar sakıncalı iken TMS tedavileri güvenle kullanılabilmektedir.
Nöronal Aktivite Düzene Girince…
Depresyonda TMS, sol ön-alın (sol prefrontal korteks) bölgesine uygulanmaktadır. Birçok bilimsel araştırma, TMS’nin duygudurum (mizaç) devrelerini kapsayan beyin bölgelerinin aktivitesini seçici olarak modüle ettiğini yani düzenlediğini göstermiştir. Ayrıca depresyonda rol oynayan limbik yapıların da prefrontal bölgeye uygulanan manyetik uyarılar ile düzene girdiği düşünülmektedir. TMS ile yapılan fonksiyonel görüntüleme çalışmalarında kortikal bölge yoluyla yapılan transsinaptik etkinin beynin diğer bölgelerinde bile aktivite artışına neden olduğu gösterilmiştir.
Gerek fizyolojik gerekse psikolojik olsun tüm beyin hastalıklarının temelinde hücreden hücreye geçen ya da aynı sinir aksonunda cereyan eden iletilerin (aksiyon potansiyellerinin) takılması ya da bozulması sonucunda ortaya çıkan nörotransmitter düzensizliği veya dengesizliği vardır. TMS tedavisinde manyetik alan beyine penetre olarak uygulama alanında yeni aksiyon potansiyelleri oluşturur. Aynı bir ses ekosu gibi nöron gövdelerinde yayılarak bir sinir hücresinden diğerine geçen manyetik uyarılar, aksayan ya da tıkanan sinir iletimini ve nörotransmitter salınımını yeniden dengeye sokar. Böylece nöronal aktivite aynı bir bilgisayarın resetlenmesi gibi tekrar sağlıklı düzene döner. TMS’nin depresyonda tedavi edici etkisi özetle bu mekanizma ile gerçekleşmektedir.
Transkranial Manyetik uyarımda MRI’da kullanılanlara benzer sofistike elekromıknatıslar kullanılmaktadır. Kafa üzerinde bu elektromıknatısların ürettiği, manyetik darbeler sinir hücrelerinde ve sinir yollarında aynı eko gibi etkilenmelere neden olarak düzeltici etkiler sağlamaktadır. Güney Karolina Tıp Fakültesinden psikiyatrist Dr. Mark George , “Beyinin hem kimyasal hem elektriksel faaliyetleri olan bir organ olduğu unutulmamalıdır ve gerektiğinde TMS ile resetlenmelidir” demektedir. Oldukça problemli yan etkilerine rağmen elektroşok tedavisi, uzun süreli şiddetli depresyonda halen en etkili yöntem olarak uygulanmaktadır. Halbuki TMS, EKT benzeri düzeltici etkiler sağlamaktadır. Hemde TMS‘nin hiçbir invaziv ve agresif yönü olmayıp, belirgin bir yan etkisi yoktur.
Diğer taraftan yapılan bilimsel araştırmalar, tedaviye dirençli ağır depresyonlarda, TMS’nin elektroşok (EKT) tedavisi ile aynı düzeltici etkileri meydana getirdiğini göstermiştir. Bu nedenle oldukça agresif ve invaziv bir tedavi yöntemi olan EKT’nin depresyonda kullanımı giderek azalmakta bunun yerine TMS geçmektedir. Dolayısıyla EKT, sadece psikotik depresyonların bir kısmında tercih edilebilen bir konuma inmiştir.
Nükseden Hastalıklarda TMS Başarılı Sonuç Veriyor
İlaç tedavisi işe yaramakla birlikte özellikle depresyon gibi hastalıkların yeniden tekrarlayabileceği düşünüldüğünde sorunu daha temelden çözmek ve beynin çalışma biçimini düzeltmek büyük önem taşıyor. Çünkü hastalığın bir türlü sonuçlanmaması, kişide çaresizlik duygusu oluşturmaya başlıyor. “Ne yapsam bir türlü kurtulamam” duygusu, tedaviye direnç oluşturduğundan son derece uzak durulması gereken bir durum. Bu nedenle TMS’nin geçici düzelmenin ötesinde kalıcı sonuçlar vermesi, birçok hastanın hayatını değiştirmektedir.
TMS’nin depresyondaki kullanımı en az 10 seans, tercihen 15 seans olmalıdır. Seans aralıkları, uygulamayı düzenleyen hekimin tercihine göre değişiklik gösterebilir. Ben, kendi kliniklerimizde yaptığımız uygulamalarda, 15 seansın bir ayda bitirilmesini önermekteyim. Ancak bu süre, 15 ile 45 gün arasında değişebilir. Ayrıca 15 seans bittikten sonra bir süreliğine klinik tabloya göre ortalama ayda bir pekiştirici seanslar da tavsiye etmekteyim. Sonraki dönemde ayda bir uygulanan pekiştirici seanslar hem tedavinin daha etkin olmasını sağlamakta hem de hastayı takip ve kontrol pozisyonu oluşturmaktadır. Uygulamada en çok karşılaştığım sorulardan biri, “Ne zaman iyileşeceğim?’’ sorusudur. Hastalar ilk seanstan itibaren iyileşmeye başlamaktadır. Genelde gördüğümüz tablo ise 5-6 seanstan sonra kendilerini daha iyi hissetmeye başladıkları yönündedir. Oransal olarak ifade etmek gerekirse, hastalarımızın üçte ikisi, seansların sonuna gelindiğine kendilerini gayet iyi hissettiklerini söylüyorlar. Üçte bire yakın bir grupta ise düzelme, seanslardan sonraki birkaç ay içinde gerçekleşmektedir. Bu anlamda hastalar sabırlı olmalı ve düzeleceklerine inanmalıdırlar. Her tedavide olduğu gibi TMS uygulamalarında da maalesef yüzde yüz tedavi garantisi bulunmamaktadır. Ancak mutlulukla söyleyebilirim ki, tedaviye başladığımız uzun yıllar içinde tedaviden sonuç alamadığımız hasta sayısı, bir elin parmaklarını geçmemektedir.
Depresyon çoğu zaman kişiye bitmez tükenmez gibi uzun gelen bir hastalıktır. Bu uygulama ile ilaç tedavisi yıllar boyu devam etmese de TMS seansları sırasında da ilaçların düzenli kullanılması, seansların sonuna kadar özenli bir şekilde devam edilmesi ve kontrol randevularına gidilmesi büyük önem taşır. Tabii, aile fertlerinin olumlu desteği de… Kişi tedavi sonrasında kendisini tamamen iyi hissetmeye başladığında ise; sıra kontrollü bir şekilde ilaçları azaltarak kesmeye gelmektedir. Tabii ki bu esnada herhangi bir nüksden yani tekrarlamalardan korunmak için aralıklarla da olsa TMS tedavisine devam edilmelidir.
Sonuç itibariyle Transkranial Manyetik Stimulasyon, depresyon tedavisinde önemli bir tedavi unsuru olarak yerini almıştır. İlaçlara cevap vermeyen ya da tam düzelmeyen veya ilaç kullanmak istemeyen hastalar için umut ışığı olmuştur. Literatürde ilaçlara dirençli bir çok hastanın manyetik stimülasyonla düzeldiğine dair sayısız örnek vardır. Özellikle hamile olan ya da emzirme döneminde olup, ilaç kullanması sakıncalı olan bayan hastaların çok rağbet ettiği bir tedavi yöntemi durumuna gelmiştir.
Kolay ve hızlı iyileşme sunmasının yanı sıra oldukça güvenli ve yan etkileri en az yöntem olan TMS’yi tanıtmaya karar vermemizde, kendi iyileşme sürecini paylaşan ve bize teşekkürlerini internet sitemizde dile getiren, yaşadıklarını, tedavi durumlarını anlatan yüzlerce hastamızın düşünceleri etkili oldu. Sonraki kısımda bize teşekkür yazısı yazarak minnettarlığını ifade eden binlerce hastamız arasından seçtiğimiz ilginç ve şaşırtıcı hikayelere tanık olacaksınız.
“Uzun süre, sıkıntı ve bunalım yaşadım. Ayrıca korku ve panik hislerim de oluyordu. Neredeyse evden dışarı çıkamıyordum. Ne gülebiliyordum ne de ağlayabiliyordum. Uyanınca bir an önce akşam olmasını istiyor, akşam olunca da ‘Nasıl sabah olacak acaba?’ diye saatleri sayıyordum. Doktor doktor, hastane hastane dolaşmış; bir çuval ilaç kullanmış; buna rağmen düzelememiştim. Bir kaç defa terapiyi denedim ama kayda değer bir fayda hissedemedim. Ailem ve çevremdekiler de benden bıkıp usanmıştı. Geleceğim konusunda yoğun endişeler hissediyordum. Sanki hayatın hiçbir değeri kalmamıştı. Pek çok defa intiharı düşündüm ama çocuklarımın geleceği aklıma geldiği için kendimi frenledim. Biri yeşil reçeteli olmak üzere 3 tane yüksek dozda depresyon ilacı kullanıyordum. Buna rağmen zar zor ayakta kalabildiğimi söylemem lazım. Benim için ilaçsız bir hayat imkânsızdı. Bu arada tedaviler için harcadığımız paralar bizim için ciddi bir yük oluşturmaya başladı. Bana sürekli destek olan eşim de artık tükenmişti. Sonunda bir arkadaşım bana REEM Nöropsikiyatri’yi önerdi. O anda devam etmekte olduğum psikiyatr ise ‘Sakın gitme’ diyerek karşı çıktı. Kafam karışmıştı. Eşim, ‘Bu tedaviyi bir deneyelim. Sonuçta kaybedecek bir şeyimiz yok’ deyip destekleyince ben de bir randevu aldım. Seanslar boyunca doktorumun söylediği gibi ilaç kullanmaya devam ettim. İlk seanslarda pek bir şey hissetmedim. Hatta bir ara tedaviyi bırakmayı düşündüm. Ancak Doktor Bey, sabırlı olmamı istedi. Kendisi, tedavinin beyinde yarattığı olumlu değişikliklerin ruhsal hayatıma yansımasının biraz zaman alabileceğinden bahsetti. Gerçekten de 10. seanstan sonra birden kendimde değişiklikler fark etmeye başladım. Bir anda tünelin sonunda ışık gözükmüştü sanki… Önceleri düzelmenin imkânsız olduğunu düşünürken, ‘Düzelebilirim’ demeye başlamak harikaydı. 15 seans bittiğinde daha iyi hale geldim. Doktor Mehmet Yavuz, seanslar bittikten sonra da düzelmelerin devam edeceğini söyledi. 15’er gün ara ile kontrol seanslarına gitmeyi sürdürdüm. İlk bir aydan sonra gelinen nokta olağanüstüydü. Önce yeşil reçeteli ilaçları bıraktım. Kontrol seansları ayda 1’e indi. Şu an tedavinin üzerinden 8 ay geçmiş durumda. Adeta hayata geri döndüm! Şimdi 12 yaşındaki kızım ve 6 yaşındaki oğlum bana bakarken adeta gözlerinin içi gülüyor. Artık ben de onlara sevgi ve şefkatle sarılabiliyorum. Her şey çok daha güzel. Yaşasın Hayat!”
********
“Doktorum bana 2003 yılında panik atak teşhisi koydu. İlaç tedavisine başladık. Bünyem tedaviye olumlu cevap verdi. Her şey yolunda gidiyordu. Panik atağın bende oluşturduğu tüm olumsuzlukları yenmiştim. Bir süre sonra doktoruma kendimi iyi hissettiğimi söyledim ve uygun bulursa tedavimi kesmesini talep ettim. İlaçlarımı önce azalttık sonunda tamamen bıraktım. Bu şekilde 8-10 ay sorunsuz yaşadım. Sanki hiç panik atak geçirmemiş gibiydim. Daha sonra yavaş yavaş artan bir şekilde iç sıkıntılarım, daralmalarım, iştahsızlığım, uyku düzensizliğim, aşırı baş ağrılarım kendini göstermeye başladı. Tüm bunlar, dış dünya ile iletişim kurmamı engelliyordu. Panik ataktan kurtulmuş, bu sefer de depresyona yakalanmıştım. Yeni doktorlarla başka bir tedavi sürecine başladım. Kısmen iyileşiyordum ama bu tedaviler hiç bir zaman kesin çözüm olmadı. Bu rahatsızlığı ömür boyu çekeceğimi düşünmek beni daha depresif hale getirdi. Ne yapmalıydım? Sanki hiçbir çözüm yok gibiydi. Uzun yıllardan beri kullandığım ilaçlar da işe yaramamaya başlamıştı. Yani korktuğum başıma geldi. İlaçlar da tedavi edemiyorsa ben nasıl iyileşecektim! Korkudan ilaçları bırakamıyordum ama içtiğimiz ilaçların bir faydasını da göremiyordum.
TMS'yi duyunca hemen araştırmaya başladım. İçimde hem umut hem de bir çekince vardı. Bu kadar doktorla bir sürü ilaç tedavisi denemiş biri olarak, bu tedavi de işe yaramazsa ne olacaktı? Sürekli sıkıntı ve bunalımın kara dumanlı girdaplarında boğulmak istemiyordum. Ancak daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı. Sayın Mehmet Yavuz’dan bir randevu aldım. Mehmet Bey bana ilk görüşmede, tedaviden tabiri caizse ‘Turp gibi’ ayrılacağımı söyledi. Muayenenin ilk gününde başlayarak ara vermeden 15 seans TMS tedavisi gördüm. Kendimi sihirli bir değnek dokunmuş gibi hissediyordum. Seanslar ilerledikçe sıkıntılarım hızla geçti. İç daralmalar, yoğun baş ağrılarım, iştahsızlığım, uykusuzluğum geçti. TMS’den önce başımdan ateş çıkıyor gibi hissediyordum. Bu rahatsızlıktan eser kalmamıştı. Hastalığın geçmesinden daha önemlisi, içimde bu kadar uzun süre yaşadığım hastalığa dair bir burukluk da kalmamıştı. Hiç hastalanmamış gibi çok formda hissediyordum. Bu kadar iyi hissettiğime inanmakta güçlük çektim diyebilirim.
Doğrusu söylemek gerekirse, bu tedavi yöntemine ilk günden çok güvenememiştim ama gerçekten işe yaradı. Doktorum Mehmet Bey, ilerleyen günlerde eski rahatsızlığımın hafif hafif beni tekrar ziyaret edeceğini ama bunların normal olduğunu, zamanla bunlardan tamamen kurtulacağımı söylemişti. 15 seanslık tedaviden sonra ayda bir kontrol seanslarına çağrıldım. Bu aylık seanslarımda hem gidişatım takip edildi hem de ilaçlarım kontrollü bir şekilde azaltıldı. Bu günlerde doktorumla beraber ilaçları tamamen bırakmaya hazırlanıyoruz. Aslında kendimi şu anda tamamen iyileşmiş hissediyorum. Bu kez ilaçları kestikten sonra da sağlıklı kalmaya devam edeceğimi biliyorum. Bu vesile ile TMS tedavisini ülkemize getirerek, benim gibi iyileşme umudu çok az olan hastaların hizmetine sunduğu için çok teşekkür ederim.”
*********
“Fizik öğretmeni olarak çalışıyorum. Bana 10 yıl önce böbrek yetersizliği nedeniyle böbrek nakli yapıldı. O tarihten sonra da depresyon hissetmeye başladım. Birçok hastane ve doktor dolaştım. Bana yazılan değişik ilaçları kullandım. Hocalara gittim. Alternatif tedaviler denedim. Sayısız bitkisel ilaç kullandım ancak bir türlü bunalımdan çıkamadım. En son üç depresyon ilacı birden kullanıyordum. Yine de içimde en ufak bir yaşama sevinci yoktu. REEM’e gidip 15 seans TMS uygulaması yaptırdım. İnanın bana seanslar bitip de memleketime döndüğümde kendimi çok değişmiş hissediyordum. Başkaları da bendeki muazzam değişikliği fark etti. Adeta kendimi bulmuştum. Nasıl düzeldim, ben bile anlayamadım. TMS cihazı bunu nasıl yaptı bilmiyorum ama şimdi kendimi çok iyi hissediyorum. 10 yıldır kurtulamadığım depresyondan kurtuldum. Tam 9 aydır hiç antidepresan kullanmıyorum. Depresyonu unuttum ve bir daha da hatırlamak istemiyorum.”
********
“Eşimden ayrılalı daha iki gün olmuştu. Aşırı yorgunluk durumum, iştah kesilmesi, sürekli bir üzüntü, korkunç iç daralması, uyku düzensizliği hissediyor, hiçbir şey yapmak istemiyordum. Sürekli mutsuz ve moralsizdim. Hızla kilo kaybediyor ve saplantı halinde eşimi düşünüyordum. Tüm bu belirtiler, araştırmalarıma göre, ağır bir depresyon yaşadığımı gösteriyordu. Daha önce de depresyon geçirmiş benzer şeyleri yaşamıştım. Psikiyatrik yardım aldım, ilaç kullandım ancak iyileşme süreci çok uzun olmuştu. Tam olarak da iyileşememiştim. Internette gezinirken REEM Nöropsikiyatri Merkezi’ne rastladım. Merkezin internet sitesinde, depresyonu TMS ile tedavi edebildikleri yazıyordu. Hemen bu merkezi arayarak telefonla randevu aldım. Yaşadığım yer, gideceğim kliniğe 1 buçuk saat uzaktı. Bir gün öncesinde bahsettiğim kötü ruh hali içinde arabamla kaza yapmıştım. Çok şükür ki maddi hasar dışında kimseye bir şey olmadan o kazayı atlattık. Randevunun olduğu gün, merkeze otobüsle gittim. O kadar çaresiz hissediyordum ki, otobüste zaman zaman ağladım. Tam 48 saat boyunca hiçbir şey yememiştim. Doktorumun muayenesinden sonra 1. seansa girdim. Seans sonunda 48 saat boyunca aklına yemek gelmemiş biri olarak müthiş acıkmıştım. Hemen yakındaki bir lokantaya gittim ve güzelce karnımı doyurdum. Eve dönerken de farkında olmadan bir şarkı mırıldanmaya başlamıştım. Daha ilk seansın sonunda, TMS’nin bana çok iyi geleceğini ve depresyonu tümüyle atlatacağımı hissettim. Doktorum bana bu tedaviye 10-15 seans devam etmem gerektiğini söyledi. Tam 15 seansa gittim. Sonunda bir ay gibi kısa bir sürede sağlığıma kavuştum. Şu anda bomba gibiyim. Daha ne isterim ki! Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum!”
*********
“Korkunç depresyondaydım. İzah edemediğim dehşet bir iç daraltısı ile ne yapacağımı şaşırmıştım. Eşimle de çok büyük problemlerim vardı; beni hiç anlayamıyordu. Tedavilerden de sonuç alamamıştım. Bir kaç ay hiç bir şeyden zevk alamadan yaşadım. Sanki aldığım her nefes bana ızdırap veriyordu. En son tüm mal varlığımı eşimin ve çocuklarımın üstüne yapıp, intihar etmeye karar verdim. Yazlığı, özel otomobili, sahip olduğum tüm maddi varlıkları bırakıp giderek; kendimce her istediği önüne serilmesine rağmen bir türlü gözü doymayan eşime de ceza vermiş olacaktım. Internette, “En kolay nasıl intihar edebilirim?” diye araştırma yaparken, birden REEM merkezine rastladım. Manyetik şoklama ilgimi çekmişti. “Gideyim İstanbul’a. Şu tedaviye bir bakayım. Olmazsa kendimi Boğaz Köprüsü’nden atarım” diye düşündüm. Nitekim daha 1. seansta intihar düşüncelerinden vazgeçtim. TMS uygulamaları tümüyle bittiğinde ise artık yepyeni bir adamdım. Tamamen düzelmiştim! Yaşadığım Datça’ya geri dönüp karımı ve çocuğumu da tedaviye getirdim. Gerçi bir süre sonra eşimden ayrıldım ama şimdi çok daha mutlu bambaşka bir hayat kurdum kendime… TMS sayesinde yeniden kendime geldim ve hayata sıfırdan başladım.”
***********
“Kışın ve yaz biterken yani her bahar, ağır depresyonlara giriyordum. Sadece bir kez denemiş olsam da intihar fikri sürekli kafamda dolaşıyordu. ‘Beni yalnız bırakmayın ben intihar ederim’ diyordum. Tam 13 sene boyunca bu ağır depresyonla boğuştum. Sayısız ilaç kullandım, farklı doktorlara gittim ama bir türlü ağır depresyondan çıkamadım. Bahar aylarında halim daha da kötüleşiyordu. Yaşamak istemiyordum. Sonra bir arkadaşın tavsiyesi ile Dr. Mehmet Yavuz’a geldim ve TMS yöntemi ile tanıştım. O sırada bir ilaç kullanmaktaydım. Kendisi bana ilacı bırakmamamı ve kullanmaya devam etmemi söyledi. Bir yandan da bu yeni tedavi uygulandı. Şimdi TMS tedavisinin üzerinde 3 ay geçti. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Arada bir bahar geçti. Bu kez değişen mevsim ruh halimi hiç bozmadı. Bu günlerde 13 yıldan beri aralıksız kullandığım ilaçları bırakma dönemindeyim. Günde 2 kez ilaç alıyordum ama doktorumun önerisiyle son 1 aydır günde bir defa kullanıyorum. Şu an kendimi çok iyi hissediyorum. Doktorumun ifadesine göre eğer her şey yolunda giderse 2-3 ay sonra ilaçlardan tamamen kurtulacağım. TMS tedavisine başlamadan önce kullandığım ilaçlar nedeniyle çok kilo almıştım ve 105 kiloydum. Şimdi TMS sayesinde ilaçları azaltmaya başlayınca 95 kiloya düştüm. Yani 10 kilo zayıfladım. Ruhsal durumuma ek olarak kilo vermekten ötürü fiziksel olarak da tazelendim. Bütün bunlar sayesinde artık kendime daha çok güveniyorum.”
REEM Nöropsikiyatri
0212 281 91 910212 280 02 44
0535 363 90 29